Televizyon dünyasına damgasını vuran 1980’ler ve 1990’ların pek çok durum güldürüsü, periyodun statik CRT (tüplü) televizyonları için çekilmişti. Bu imaller, düşük çözünürlüklü ekranlara uygun olarak tasarlandığından, bugünün Full HD ve üzeri çağdaş televizyonlarında izlemek her vakit keyifli bir tecrübe sunmuyor. Piksel ayrıntılarının belirginleştiği, renklerin solgunlaştığı bu içerikler, çağdaş ekranlarda geçmişin nostaljisini biraz yıpratıyor.
Bu sebeple Netflix, klasik durum güldürülerinden A Different World‘ü kataloğuna eklerken manzara kalitesini yapay zeka teknolojisiyle düzgünleştirme yoluna gitti. Lakin bu teşebbüs, ne yazık ki bekleneni veremedi.
İyileştirme yerine “erime etkisi”
Netflix’in yapay zeka dayanaklı düzenleme çalışmaları, “iyileştirilmiş” manzara yerine izleyicileri rahatsız eden bir dizi sorun ortaya çıkardı. İmajların bir kısmı adeta “erimiş” bir görünüm sergiledi. Ekranda beliren yazılar, uzaylı bir lisana benzeyen anlamsız biçimlere dönüştü. Daha da farklı olanı, oyuncuların yüzlerinde ve ellerinde vakit zaman derilerinin altından bir şeyler sürünüyormuş üzere tüyler ürperten bir manzara oluştu. Bu beklenmeyen sonuçlar, izleyiciler ortasında hem şaşkınlık hem de hayal kırıklığı yarattı.
Netflix, bu kalite meselelerinin farkındaydı ve bu versiyonu, “eğer eski bir dizi yapay zeka ile düzeltilse nasıl görünürdü” diye merak edenler için yayınladığını argüman etti. Lakin izleyiciler, bu “deneyi” olumlu karşılamadı.
Görünen o ki yapay zeka, şu anda manzara ve görüntü oluşturma teknolojisinde harika bir noktada değil. Her ayrıntıya müdahale etmekte zorlanıyor ve bazen ayrıntıları aslına çok uzak ya da gerçeklikten kopuk bir halde tekrar oluşturuyor. Daha hakikat bir sözle, yapay zeka şu an için görsel üretimdeki karmaşıklıklarla baş edebilmekten çok uzak.
Yapay zekanın görüntü ve imaj sürece süreçlerini mükemmelleştirmesi için biraz daha vakte muhtaçlığı var üzere görünüyor. İmajların “deforme” bir biçimde işlenmesi ve ayrıntıların yanlışlı oluşturulması, yapay zeka tabanlı projelere olan inancı etkiliyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde bu teknolojinin gelişmesi bekleniyor; lakin şimdilik yapay zeka ile üretilen imajlardan yüksek beklentiler içerisine girmemekte yarar var.
Eski ile Yeninin Kuvvetli Ahengi Netflix’in bu teşebbüsü, yapay zeka dayanaklı imaj düzenlemenin hudutlarını ve eksikliklerini bir kere daha gözler önüne serdi. Klasik üretimlerin çağdaş teknolojiyle uyumlu hale getirilmesi hem nostalji tutkunları hem de yeni jenerasyon izleyiciler için büyük bir potansiyel taşıyor. Lakin bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için biraz daha sabır ve gelişim gerektiği anlaşılıyor.
